إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَالَّذِينَ هَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ أُوْلَـئِكَ يَرْجُونَ رَحْمَتَ اللّهِ وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

218- Onlar ki; iman ettiler, hicret ettiler (küfürden, günahtan ve yurtlarından), Allah yolunda cihat (ciddi gayret) ettiler. İşte onlar, Allah'ın rahmetini umabilirler. Allah bağışlayandır, acıyandır. (Bakara:218)



.





EL-BATÎN

EL-BATÎN

Zatı görünmeyen

Sırrına erilmeyen mutlak gayb

Her şeyin gizliliklerini bilen

Her şeye bir dış verdiği gibi içini de yaratan

“el-Evvel ve el-Âhîr’dir; ez-Zâhîr ve el-Batîn’dır; ve O her şeyi en iyi bilendir. (Hadîd 57:3) 

İki esmayı aynı tabloda anlatmamızın sebebi biri olmadan diğerinin anlaşılamayacağı, aşkın hakikatin ancak çift kutuplu kavramlarla beşer idrakine nazil olduğu içindir. Resimde; bilinen varlık âlemini parmak şeklinde ez-Zâhîr esmasına çevirerek kendisini varlıkla ifşa eden manasını anlatmaya çalıştık. Bununla birlikte işaret parmağıyla bu muhteşem kâinatın bir sanatkârı olduğunu, şahadet parmağıyla onu yaratanın tekliğini vurguladık. Resimdeki gökyüzü ile ez-Zâhîr el-Batîn esmasının mekândan münezzehliğini, yani hiçbir mekânın O’nu kuşatamadığını, ancak O’nun tüm mekânları kuşattığını anlatmaya çalıştık.

Yemyeşil tabiatı seyrederiz, bu zâhîr’dir. Yaklaştığımızda, o yemyeşil cennet gibi otların dibine özel bir aletle bâtınına girdiğimizde, topraktaki milyonlarca organizmanın mütiş bir faaliyet içinde olduğunu görürüz. Onların çürütme ve ayrıştırmaları vesilesiyle o cennet bahçenin oluştuğunu anlarız. Benzer bir oluşum suda da vardır. Zâhîr’i sakin gibi görünen bir denizin batınında kim bilir ne faaliyetler olmaktadır?  Bu mikro dünya incelendiğinde, yani batının batınına inildiğinde insanın hayran olacağı bir düzenle karşılaşırız.

 

Allah’ın Zâhîr oluşuyla Bâtın oluşu arasında bir çelişki, bir zıtlık asla bulunmaz. Zira Allah’ın Zâhîr oluşu beş duyu organıyla algılanamaz.

Özetle; ez-Zâhîr ve el-Batîn’ bir hakikatin iki ayrı tezahürüdür.  Tüm varlık ez-Zâhîr olan Allah’ı işaret ediyor. Allah o kadar Zâhîr’dir ki Batîn’dır. Bunu bir örnekle açıklarsak; öğle vakti güneşe ne kadar bakabilirsiniz? Gözünüz kamaşır ve geçici körlük olur, güneşi göremezsiniz, sizin görememeniz onun orda olmadığı anlamına gelmez. Güneşten sonsuz kat fazla olan yoğun bir ışık kaynağı size ne yapar? Allah göklerin ve yerlerin nurudur.(Nûr24:35) Allah o kadar Zâhîr’dir ki onu göremeyiz. O varlığını, yarattığı âlem (afak), mahlûkatın düzeni-intizamı üzerinden ve vicdanlar (enfus) üzerinden gösterir.

Yarattıkları ile Zâhir olan Zatı ile Batîn olan sensin,

Her şeyin sırrına eren fakat sırrına erilmeyen sensin,

Gözleri gören fakat gözlere görünmeyen sensin,

Vvarlığının afak ve enfüsteki delillerini bize de göster.

Ya Rabbim! Gözlerimize eşyanın zâhirini gösterdiğin gibi gönüllerimize de eşyanın hakikatini göster

Ya Rabbim! Bizi varlığın kabuğunu görenlerden değil cevherini görenlerden eyle.

Dışı başka içi başka olmaktan sana sığınırız, bizleri özü sözü bir olanlardan eyle.

Gösterişten riyadan sana sığınırız, içimizi de dışımızı da görmek istediğin gibi eyle Allah’ım…  

 
Eklenme Tarihi : 31.05.2013 14:08:20
Okunma Sayısı : 6754