وَاتَّقُواْ يَوْماً لاَّ تَجْزِي نَفْسٌ عَن نَّفْسٍ شَيْئاً وَلاَ يُقْبَلُ مِنْهَا شَفَاعَةٌ وَلاَ يُؤْخَذُ مِنْهَا عَدْلٌ وَلاَ هُمْ يُنصَرُونَ

48- Artık şu günden korkun ki; O gün, Hiç kimse bir başkası adına zerre kadar bir şey yapamaz ve hiç kimseden şefaat kabul edilmez ve hiç kimseye karşılık fidye de alınmaz. Ve onlara yardım da edilmez. (Bakara:48)



.





EL-MÛBİN

EL-MÛBİN

Özünde anlaşılır olan

İşini anlaşılır kılan

 

Rabbimizi anlamak için, doğru soruları sorup doğru cevaplara ulaşmalıyız. Mesela; insan kendini değiştirmeden Allah o toplumu neden değiştirmiyor? Neden insan kendi için hidayeti talep etmeden o insana hidayeti nasip etmiyor? Bu ve bu tür suallere doğru cevap verdiğimizde Allah’ı anlamış oluyoruz. Siz yeter ki doğru soruyu sorun. Soru duadır cevap gelecektir. Allah’ın mahlûkatı yaratmasının bir nedeni de şu olabilir; bütün bir mahlûkat Allah’ın sonsuz varlığının altına düşülmüş bir dip nottur. O notta şu yazar: Bütün mahlûkat olarak biz, bizi var edene şahidiz. Allah’ın el-Mûbin oluşuna yani işini anlaşılır kılışına hamd olsun.

 

“O gün geldiğinde, Allah onlara hak ettikleri karşılığı tas tamam ödeyecek; sonunda onlar da, Allah’ın, evet yalnızca O’nun (her şeyi) apaçık ortaya çıkaran (el-Mubîn) mutlak hakikat (el-Hak) olduğunu öğrenecekler.” (Nûr 24:25)

Hesap günü hiçbir şey kapalı kalmayacak el-Mubîn olan Allah hakikati apaçık ortaya çıkaracaktır. Hakkı açık seçik ortaya koyan Mubîn, Kur’an’ın da vasfıdır.

 

Elif-Lâm-Râ! Bunlar hakikati beyan eden (mübîn) kitabın (olan biteni) açıklayan âyetleridir. (Yusuf 12:1)

 

Beyan bir şeyi ifade etmektir, konuşmak beyandır. Anlaşılmak istenen konuşur. Sözlerin en anlaşılır ve kıymetli olanı şüphesiz Allah’ın sözü olan vahiydir.

 

“Özünde açık ve hakikati açıklayıcı olan bu kitabın değerini bilir!” (Duhan 44:2)         

 

Evet, resmimizin bize anlattıklarını anlamaya çalışmak ve yukarıdaki ayetlerin anlamı üzerinde yoğunlaşmak el-Mubîn sıfatından daha fazla pay istemektir. Resmin bize anlattıkları şunlardır; kömür de, elmas da birer taştır. Biri çok nadir ve kıymetli iken diğeri ona göre çok fazla sayıda ve değersizdir. Elmas ışıl ışıl parlayarak kendini ayan beyan belli ederken, kömür tam tersidir. Göz bakar akıl görür. Resme baktığımızda, kara taşların içinde ki elması fark ederiz. Aklımızla gördüğümüzde, Allah’ın vahyinin zifiri karanlığı yarıp aydınlatan apaçık birer nur olduğunu anlarız. Gönül gözüyle baktığımızda, Kur’an-ı Mubîn’in bizlere hakikati açıkladığı için paha biçilmez bir elmas gibi üzerine titrememiz gerektiğini anlarız.

 

Ya Mubîn! Ya Allah! Zatını Esma ile, kitabını tertil ile, Nebini tebliğ ile Mubîn kıldığın için sana hamd olsun Ya Rabbim.

 
Eklenme Tarihi : 31.05.2013 14:05:27
Okunma Sayısı : 9375