يَا أَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُواْ رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُمْ وَالَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ

21- Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk (Emir ve yasaklarına riayet) ediniz. Umulur ki, böylece kendinizi (İlahi azaptan) korumuş olursunuz. (Bakara:21)



.





A’LA SÛRESİ

A'LA SÛRESİ

سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْاَعْلٰىۙ

1.    Yüce Rabbinin ismini tesbih et!

‘Ala, mutlak üstün ve yüce olan manasına gelmektedir. Tesbih, lügatte kulaç atma manasındadır. Tesbihin ıstılahî manası, yaradılış amacına/fıtratına uygun hareket etmektir.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

اَلَّذ۪ي خَلَقَ فَسَوّٰىۙۖ

2.    Ki O yarattı, düzene koydu.

Varlık aleminin tesbihi, yaratan ve düzene koyan Allah’ın yüceliğine(‘Ala oluşuna) işaret eder.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

وَالَّذ۪ي قَدَّرَ فَهَدٰىۙۖ

3.    Ve O ki, takdir edip yolu gösterdi.

Yaratılan her şey, fıtrata uygun bir istikamette ilerlemektedir. Bu yasaya hür iradesi olan insanda tabidir. “İnsan başıboş bırakılacağını mı zannediyor?”(Kıyamet:36)

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

وَالَّذ۪ٓي اَخْرَجَ الْمَرْعٰىۙۖ

4.    Ve O ki, bitki örtüsünü çıkardı.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

فَجَعَلَهُ غُثَٓاءً اَحْوٰىۜ

5.    Sonra da onu, kupkuru bir çöpe çevirdi.

Rabbimiz bir örnekle dünyevi imkanların geçiciliğini göstermektedir.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنْسٰىۙ

6.    Sana okutacağız ve unutmayacaksın!

Burada okutulan bizce Kur’an değildir. Zira bir alttaki ayette Allah’ın dilediklerinin unutturulacağı ifadesi bulunmaktadır. Rabbimiz önce vahyedip sonra unutturmaktan münezzehtir.Zira bu tavır aciz ve zamana tabi birinin fikrini değiştirmesine benzeyecektir.Okutacağız unutmayacaksın ifadesi örneklerle öğreteceğiz demektir. Ayet bağlam ile birlikte düşünüldüğünde yaratan, şekillendiren, bir yol belirleyen Allah’ın gör dediği yerden bakarak hayatın okunmasıdır. Alak sûresinin ilk ayetinde olduğu gibi. ‘’Yaratan Rabb’in ismi ile oku!’’ Bu ayette hayatı ‘’okuması’’ emredilen elçiye, Ala sûresi 6.Ayetinde varlığın yaratılışı ve işleyişinin doğru bir şekilde örneklerle gösterildiği anlaşılmaktadır. İlk ayetten buraya kadar açıklanan varlığın takdir edilmesi, düzenlenmesi, yeşil meraların zamanla kuruyup çer çöp olması örnekleri üzerinden varlığın tesbihi de öğretilmiştir. Bkz: En’am:75, Hz.İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunun öğretilmesi gibi. Melekut: hükümranlık,yönetim şekli, manalarına gelmektedir. Hz. İbrahim’e göklerin ve yerin çalışma prensipleri, görünmeyen, bilinmeyen yönünün öğretilmesidir.

اِلَّا مَا شَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفٰىۜ

7.    Allah’ın dilediği müstesna. O, açıklananı da gizleneni de bilir.

Burada Allah’ın unutturduğu, câhiliye döneminde Nebi’nin de içinde doğup yaşadığı, varlık ve yaratılışa dair doğru olmayan, zannî, mitolojik cahiliye kültürüdür. Bunun en büyük referans ayeti Duha suresi 7. Ayettir. Ve seni dalâlette buldu, sonra hidayete erdirmedi mi?” Açıklanmayan içerde saklanan şaşkınlıklar, çözümsüzlükler, kültürel dayatmalar, efsaneler vahyin hakikati anlatması ile unutturulmuştur.

وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرٰىۚ

8.    Ve en kolaya, kolayca ulaştıracağız.

Geçmişten gelen câhiliye kültürünün/tortusunun unutturulması, hakikatin kabulü ve öğrenilmesini kolaylaştıracaktır.

فَذَكِّرْ اِنْ نَفَعَتِ الذِّكْرٰىۜ

9.    O halde hatırlat! Eğer, fayda verecekse.

Buradan fayda vermeyene öğüt verme şeklinde bir mana anlaşılmamalıdır. Zira kime faydası olup olmadığını geleceği bilmeyen bizler bilemeyiz. Eğer fayda verecekse ifadesi öğüt verene değil öğüt verilene bakan bir ifadedir. Burada, öğütten fayda görecekler bir alttaki ayette açıklanmıştır. Bunlar huşû duyan müminlerdir. (Bkz. Zariyat:55) Ve öğüt verip hatırlat. Muhakkak ki öğüt,mü’minlere fayda verir.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

سَيَذَّكَّرُ مَنْ يَخْشٰىۙ

10. Hûşû duyanlar öğüt alacaktır.

Haşyet,bilgiye dayalı korku demektir. Saygı manasında sevgiyi kaybetmekten korkmaktır.Ayetleri, kendi akıbetini önemseyen, hakikat derdi olan, bilinçli, sorumlu kişiler istifade edeceklerdir.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

وَيَتَجَنَّبُهَا الْاَشْقٰىۙ

11. Şakî olan ise ondan kaçınır.

Şakî; sözlükte, âsi, haydut, yol kesen,haylaz ve her çeşit günahı işleyebilen kişi demektir. Öğütten kaçınmanın sebebi kuralsız bir hayat tarzını vahyin onaylamaması ve caydırıcı tehdididir.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

اَلَّذ۪ي يَصْلَى النَّارَ الْكُبْرٰىۚ

12.O, büyük ateşe yaslanacaktır.

Ateşin büyüklüğü oraya yaslanan şakîlerin çokluğu ile oluşmaktadır.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

ثُمَّ لَا يَمُوتُ ف۪يهَا وَلَا يَحْيٰىۜ

13.Sonra orada ne ölür, ne de yaşar.

Bkz.Müddesir:

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

قَدْ اَفْلَحَ مَنْ تَزَكّٰىۙ

14.Doğrusu arınan, felaha kavuşmuştur.

Tezekkâ; arınmak, temizlenmek gibi manalara gelmektedir. Zekât da aynı köktendir. Tezekkâ, azîm, sebat ve gayret ister. Kelime, işteşli bir yapıya sahiptir. Zîra, vahiy gibi arıtan bir öznenin varlığı tek başına yetmez. Onun yanında insanın da arınmaya gönüllü olması gerekir.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّه۪ فَصَلّٰىۜ

15.Ve Rabbinin ismini zikret böylece ona yönel.

Salla, tevella olan sırt dönmenin zıddıdır. (Bkz. Kıyamet 31-32)

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۘ

16.Bilakis siz dünya hayatını önceliyorsunuz.

Bkz.İbrahim:2-3, Kıyamet:20-21.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

وَالْاٰخِرَةُ خَيْرٌ وَاَبْقٰىۜ

17.Ve âhiret, daha hayırlı ve daha kalıcıdır.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

اِنَّ هٰذَا لَفِي الصُّحُفِ الْاُو۫لٰىۙ

18.Muhakkak ki bu evvelki sayfalarda da vardı.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

صُحُفِ اِبْرٰه۪يمَ وَمُوسٰى

19.İbrahim'in ve Mûsa'nın sayfalarında.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Hz. İbrahim’e ve Hz. Musa’ya verilen sayfalarda da yazılı olan kısaca şunlardır, yaratılan her şeye bir yol çizilmiştir. Yaratanın çizdiği yolda ilerlemek aslında O’nu tesbih etmektir. Kul ancak, ilahi olan yönlendirmeyi unutmayarak daha hayırlı ve kalıcı olan ahireti tercih edecektir.Felaha ermek için bazı beşerî isteklerden aranılmalıdır. Bu öğütten yüz çevirerek dünya uğruna eşkıyalık yapanları büyük bir ateş beklemektedir.

 


 
Eklenme Tarihi : 26.6.2018 00:07:22
Okunma Sayısı : 4012