زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَيَسْخَرُونَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُواْ وَالَّذِينَ اتَّقَواْ فَوْقَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَاللّهُ يَرْزُقُ مَن يَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ

212- (Hakikati) İnkâr edenlere dünya hayatı süslendirildi. (Onlar) inananlarla (bu dünyada) alay ederler. Oysa (ilahi azaptan) korunup, sakınan (o inanalar) kıyamet gününde onlardan (makamca çok) üstündürler. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir. (Bakara:212)



.





EL-EVVEL

 

EL-EVVEL

Mutlak ve sonsuz, eşsiz ve benzersiz, öncesiz ilk

Var oluş açısından ilk olan

Varlığının başlangıcı olmayan

 

“el-Evvel ve el-Âhîr’dir; ez-Zâhîr ve el-Batîn’dır; ve O her şeyi en iyi bilendir.                (Hadîd 57:3)

 

Evvel; ilk, Ahir; sondur. Peygamberler içinde evvel kullanılır. “Şeriki yoktur onun, ben bununla emrolundum ve ben Müslümanların evveliyim” (En’âm 6:163). Evvel bu ayette kullanıldığı gibi mecazen; öncü, önde, giden, imam, lider gibi anlamlara da gelmektedir. El-Evvel ile el-Vâhid arasında fark vardır. Evvel ilk Vâhid bir demektir. Evvel matematikte kullanılmayan İlk’tir. Vâhid yani bir katlanabilen bir dir. Evail: İlkler demektir. Hz. Adem ilk insan, ilk toprakla ilgilenen, ilk çifçidir. Yeryüzünün ilk evi ve mabedi Kâbedir.

 

El-Evvel olan Allah öncesiz ve sonrasız ilktir. Allah’ın ilkliği sayı ile alakalı değildir. Sayılar sadece hakikati gösteren birer işarettirler, hakikatin kendisi değildirler. İnsan öncesizi ve sonsuzu kavrayamaz. Ziya paşa ne güzel söylemiş “İdraki meali bu küçük akla gerekmez zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez”. Kavramak, kuşatmaktır, kapsamaktır. Bir şeyi tanımlamak onu sınırlamaktır. Sınırlandırmadığımız şeyi tarif edemeyiz. Allah Zatı itibariyle mutlak ğayb’tır. Sınırsız ve sonsuz olduğu için tanımlanamaz, tanımlanmayan kavranamaz. Bu nedenle esma bilimin değil, imanın konusudur. İman özel bir bilgi yöntemidir bu yüzden Allah’ı tanıdıkça ve anladıkça insanın imanı artar. Allah Zatı ile değil sıfatlarıyla bilinir. O rakamsal anlamda ilk değildir. Allah ilk hüküm veren, ilk tasarlayan ve şekil verendir. Allah’ın el-Evvel oluşu zamana nispetle önceliği oluşunda değildir. Zaman dışı öncelik sahibi oluşudur. Bizler evvel deyince hemen zaman içindeki öncelik aklımıza geliyor. Çünkü insan tecrübesinde ilklik ve sonluk zaman ve mekân içinde gerçekleşmiştir. Bu nedenle insan zaman dışılığı kavrayamıyor. Zaman yokken O vardı. Zamanı var eden o zamana maruz kalmaz. Bu nedenle önceden bilir mi? olmadan da bilir mi? Gibi sorular insan için geçerlidir. Allah zamandan ve mekândan münezzehtir. El-Evvel olan Allah’ın ilkliği mekâna nispetle ilklik değildir, zira mekânın olması onun varlığına bağlıdır. Bu nedenle batılı inançların genelindeki ilk hareket ettirici ile el-Evvel farklı şeylerdir. Fark ilk hareket ettiricide âlemin önceden varlığıdır.

 

El-Evvel ve el-Âhir birbirinin zıttı değildir. Zira O’nun hiçbir hali başka bir halinin önüne geçmez. Allah el-Evvel ve el-Âhir oluşu sebep sonuç ilişkisine mahkûm olmama anlamındadır. Böyle bir Allah inancı insanı ana mahkûm olmaktan kurtarır.

 

İnsanlar öğrendikleri her şeyi öncelik ve sonralık üzerinden değerlendirir. Evrene dair alışılmış tecrübelerimize dayanarak geçip gitmiş, olmuş bitmiş, diyoruz. Fakat holografik bir model düşünelim. Bu modelde geçip gitmiş bir şey yok. Geçmişiniz sizi karşılıyor. Geçmişiniz geleceğinizdir. Ahirette sizi neyin beklediğini düşünüyorsanız geçmişinizi düşünün.

 
Eklenme Tarihi : 31.05.2013 14:12:22
Okunma Sayısı : 5675