EL-EVVEL
Mutlak ve sonsuz, eşsiz ve benzersiz, öncesiz ilk
Var oluş açısından ilk olan
Varlığının başlangıcı olmayan
“el-Evvel
ve el-Âhîr’dir; ez-Zâhîr ve el-Batîn’dır; ve O her şeyi en iyi bilendir.
(Hadîd 57:3)
Evvel;
ilk, Ahir; sondur. Peygamberler içinde evvel kullanılır. “Şeriki
yoktur onun, ben bununla emrolundum ve ben Müslümanların evveliyim” (En’âm
6:163). Evvel bu ayette kullanıldığı gibi mecazen; öncü, önde, giden, imam,
lider gibi anlamlara da gelmektedir. El-Evvel
ile el-Vâhid arasında fark vardır. Evvel ilk Vâhid bir demektir. Evvel
matematikte kullanılmayan İlk’tir. Vâhid yani bir katlanabilen bir dir. Evail:
İlkler demektir. Hz. Adem ilk insan, ilk toprakla ilgilenen, ilk çifçidir.
Yeryüzünün ilk evi ve mabedi Kâbedir.
El-Evvel olan Allah öncesiz ve sonrasız ilktir. Allah’ın ilkliği
sayı ile alakalı değildir. Sayılar sadece hakikati gösteren birer işarettirler,
hakikatin kendisi değildirler. İnsan öncesizi ve sonsuzu kavrayamaz. Ziya paşa
ne güzel söylemiş “İdraki meali bu küçük
akla gerekmez zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez”. Kavramak,
kuşatmaktır, kapsamaktır. Bir şeyi tanımlamak onu sınırlamaktır.
Sınırlandırmadığımız şeyi tarif edemeyiz. Allah Zatı itibariyle mutlak
ğayb’tır. Sınırsız ve sonsuz olduğu için tanımlanamaz, tanımlanmayan
kavranamaz. Bu nedenle esma bilimin değil, imanın konusudur. İman özel bir
bilgi yöntemidir bu yüzden Allah’ı tanıdıkça ve anladıkça insanın imanı artar.
Allah Zatı ile değil sıfatlarıyla bilinir. O rakamsal anlamda ilk değildir.
Allah ilk hüküm veren, ilk tasarlayan ve şekil verendir. Allah’ın el-Evvel oluşu zamana nispetle önceliği
oluşunda değildir. Zaman dışı öncelik sahibi oluşudur. Bizler evvel deyince
hemen zaman içindeki öncelik aklımıza geliyor. Çünkü insan tecrübesinde ilklik
ve sonluk zaman ve mekân içinde gerçekleşmiştir. Bu nedenle insan zaman
dışılığı kavrayamıyor. Zaman yokken O vardı. Zamanı var eden o zamana maruz kalmaz.
Bu nedenle önceden bilir mi? olmadan da bilir mi? Gibi sorular insan için
geçerlidir. Allah zamandan ve mekândan münezzehtir. El-Evvel olan Allah’ın ilkliği mekâna nispetle ilklik değildir,
zira mekânın olması onun varlığına bağlıdır. Bu nedenle batılı inançların
genelindeki ilk hareket ettirici ile el-Evvel
farklı şeylerdir. Fark ilk hareket ettiricide âlemin önceden varlığıdır.
El-Evvel ve el-Âhir birbirinin zıttı değildir. Zira O’nun hiçbir
hali başka bir halinin önüne geçmez. Allah el-Evvel
ve el-Âhir oluşu sebep sonuç ilişkisine mahkûm olmama anlamındadır. Böyle bir
Allah inancı insanı ana mahkûm olmaktan kurtarır.
İnsanlar öğrendikleri her şeyi
öncelik ve sonralık üzerinden değerlendirir. Evrene dair alışılmış
tecrübelerimize dayanarak geçip gitmiş, olmuş bitmiş, diyoruz. Fakat holografik
bir model düşünelim. Bu modelde geçip gitmiş bir şey yok. Geçmişiniz sizi
karşılıyor. Geçmişiniz geleceğinizdir. Ahirette sizi neyin beklediğini
düşünüyorsanız geçmişinizi düşünün.
|