EL-KAHHÂR
Daima yenen
Hep boyun eğdiren
Kendisine dikleneni
ezen
“(Ey Peygamber!)De
ki: Ben sadece bir uyarıcıyım! Vâhid ve Kahhâr olan Allah’tan başka ilâh
yoktur”. (Sâd 38:65)
“Ey hapishane arkadaşlarım!
Birbirinden farklı birden fazla ilâha (inanmak) mı daha makul, yoksa
Vâhid,
Kahhâr olan Allah’a (inanmak) mı?”(Yusuf 12:39)
“ O Gün onlardan hiç kimse
Allah’tan hiçbir şeyi saklamadan (gerçek yüzleriyle)
ortaya çıkarlar.
-Bugün mutlak iktidar kime
aittir?
-Elbet Vâhid
olan, Kahhâr olan Allah’a!” (Mü’min
40:16)
Kahhâr Esması Kur’an da 6 yerde
geçer. Hepsinde de Vâhid ismi önce gelir. Hikmeti;
1.
Şirk en büyük zulümdür. Zira şirk koşan biri Allah’ı
makamından etmeye teşebbüs etmiştir. Allah’ın Vâhid oluşuna itiraz ilahi kahra
sebep olabilir.
2.
Vâhid bir tek demektir. Tek insan zihninde azlığı ve
güçsüzlüğü çağrıştırabilir. Ancak O öyle bir Tek’tir ki; tüm çokları helak eden,
kahreden bir uyarı içerir. Allah en iyisini bilir.
Kur’an’da ki helak kıssaları, el-Kahhâr olan Allah’ın zorbalar üzerindeki
kahır tecellisidir.
Resmimizde; helak olan
kavimlerden biri olan Semud kavminin ibret dolu akıbetini göstermeye çalıştık. Unutulmamalıdır
ki Peygamber kıssaları, geçmişte kalmış hikâyeler değil; geleceği inşa eden
modellerdir. Bildiğiniz gibi Semud kavmi Salih peygamber tarafından uyarılmış
ve en değer verdikleri içme suyu ile (Allah’ın devesi) ile imtihan edilmiştir.
Sonuç olarak Kahhâr olan Allah’a diklenerek asi olmuşlardır. Tabi ki Kahhâr
olan Rahman’ın kahretmesi bile bir rahmet ve bir ser levhadır. Kur’an’ı Kerimde
yer alması bizim için bir lütuftur. Rahman bu gibi örneklerle sürekli bizi
uyarır. Çünkü kullarını sever, asi olmalarını istemez ve onlara merhamet ederek
acır.
|