EL-KUDDÛS
Mutlak kutsal
Zatı kutsal olan tek
varlık
kutsallığın, eşsiz,
benzersiz, mutlak ve sonsuz kaynağı
El-Kuddûs mübalağa ile ism-i faildir yani kutsallıkta son noktayı
ifade eder. Kuds: Bereket (mübarek) manasına da gelir. Bir şeyin nicelik artışı
yani sayısal artışı olduğu gibi birde nitelik artışı vardır, oda kalite
artışıdır. Çoğunlukla sayısal artış kaliteyi düşürür yani bereketsiz hale
getirir. Bereketsizlik nitelik kaybıdır. Onun için;
“Çoğaltma tutkusu sizi oyalayıp
durdu.” (Tekâsûr 102:1)
El-Kuddûs ismi ile Allah zatını; ortağı, eşi, zıttı olmasından
nefyeder ayrıca O’na zarar verilemeyeceğini de hatırlatır. Çünkü O dokunulamaz
ve kuşatılamaz olandır.
Kuddûs özünde kutsal demek,
mukaddes sonradan kutsal kılınmış demektir. Biri özne iken diğeri nesnedir.
Kuran hiçbir eşyayı, mahlûkatı kutsallığın öznesi olarak anmaz. El-Kuddûs yalnızca Allah’tır.
“Göklerde olan da, yerde olan da Melik,
Kuddûs, Azîz, Hakîm olan Allah için hareket eder.” (Cuma 62:1)
Birde Mukaddes’e örnek verelim;
Benim Ben! Senin Rabbin! Şimdi
ayakkabılarını çıkar! Çünkü sen iki kez kutsal kılınmış vadidesin! (Tâhâ 20:12)
Dikkat edilirse kutsallığın
öznesi değil kutsal kılınmış (Mukaddes) vadi.
“…Meryem oğlu İsa’ya da gerçeğin
açık belgelerini vermiş ve onu kutsal ruh ile güçlendirmiştik…” (Bakara 2:87)
|