وَاتَّقُواْ يَوْماً لاَّ تَجْزِي نَفْسٌ عَن نَّفْسٍ شَيْئاً وَلاَ يُقْبَلُ مِنْهَا شَفَاعَةٌ وَلاَ يُؤْخَذُ مِنْهَا عَدْلٌ وَلاَ هُمْ يُنصَرُونَ

48- Artık şu günden korkun ki; O gün, Hiç kimse bir başkası adına zerre kadar bir şey yapamaz ve hiç kimseden şefaat kabul edilmez ve hiç kimseye karşılık fidye de alınmaz. Ve onlara yardım da edilmez. (Bakara:48)



.





EL-LATÎF

EL-LATÎF

Nezaketle lutfeden

Lutfunda latîf olan

Lûtfunu zarafetle yapan

 

 “(Ey insan!) Görmez misin ki, gökten su indiren Allah’tır? Ki bu sayede yeryüzü yeşillenmektedir. Çünkü Allah Latîf’tir, Habîr’dir.” (Hac 22:63)

 

Evet, Hac suresi 63. ayetin üzerine biraz düşünelim. Rabbimiz soru sorarak ayete başlıyor. Neden kurak yerleri, gönderdiği yağmurlarla yeşerttiğini düşünmemizi istiyor? Bununla kastedilen şu olabilir: Kurumuş topraklardan Allah haberdardır tıpkı kurumuş gönüllerden haberdar olduğu gibi. O toprağı sular ki cennet dibi bir bahçe olsun. İnsanı da vahiy yağmuruyla sular ki gönlü kuraklıktan kurtulsun, yeşersin de meyveye dursun.

 

“Bakın! O yarattığını bilmez olur mu? Ki O Latîf’tir, Habîr’dir.” (Mülk 67:14)

Yaratan yaratığını en iyi bilendir. Onun halinden en ince sırlarına kadar haberdar olduğu için lûtfunu zarafetle yapar. Latîf olan Rahman lütfedeceği yer ve zamandan akıl sır ermez bir şekilde haberdar olandır.

 

Gelelim resmimize: Dünyamızda milyonlarca çiçek türü var. Bunlar aslında insanın estetik ihtiyacından haberdar olan Allah tarafından lütfedilmiştir ve zarafetle süslenmiştir.

 

Sözün özü: Bu âlemdeki güzellik ve estetiğe dair her şey, Latif isminin birer tecellisidir…

 
Eklenme Tarihi : 01.06.2013 01:15:40
Okunma Sayısı : 10999