EL-MECÎD
Çok şanlı
Şan ve şeref sahibi
Şanı pek yüce olan
“Onlar “Sen Allah’ın emrini garip
mi karşılıyorsun?” dediler; “Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun
ey hane halkı, kuşku yok ki O’dur Hamid, O’dur Mecîd!” (Hûd
11:73)
“Ve O Ğafûr’dur, Vedûd’dur,
Arş’ın sahibi olan el-Mecîd’dir; dilediği her şeyi yapan bir Fa’al’dir.”
(Burûc 85:14-16)
İnsanoğlunun, şan ve şerefin
ardından koşmak gibi bir meyli vardır. Eğer kişinin tasavvurunda, şan ve
şerefin tanımı hakiki anlamını bulmamışsa, şöhreti gerçek şan ve şeref zanneder
ve şöhretin arkasından koşar. İnsanoğlunun bu zaafının altında “görünme”
tutkusu yatar. Görünme tutkusu, modern çağın en yaygın ve en tehlikeli
hastalığıdır. Bu tutkuya duçar olanın iflah ettiği görülmemiştir. Zira görünme
tutkusu olma gayretinin önüne geçmektedir. Olmak yâda görünmek… Bu ikisi çoğu
zaman zıt kutuplarda bulunur. Olmak hakikattir, görünmek imajdır. Olmak
olgunlaşmakla, görünmek gösterişle ilgilidir. Evet, resmimizde ruhunu ve
maneviyatını kurutmuş, olmak yerine görünmenin (imajının) peşine düşmüş, ayçiçeğine
benzettiğimiz bir âdemoğlunu resmettik. Ayçiçeği
bildiğiniz üzere yüzünü hep ışığa döner. Ancak resimde ki çiçek fıtratının
gereğini yerine getirmeyip, yüzünü aynaya (sahte imajına) dönmesi ile aldanır
ve aldatır. Çünkü dünyada hiçbir ayna, insana ruhunu ne hale getirdiğini
gösteremez. Şan ve şeref arıyorsanız Mecîd olan Allah yeter. Bunu; lafzı gölge
şeklinde ışığın geldiği yerden yansıtarak anlattık. El-Mecîd olan Allah’ın en büyük tecellisi: Mecîd olan Kur’andır.
Bunu da resimde lafzın altındaki rahleli kitap gölgesiyle anlattık.
“Kâf! Bu şanlı şerefli Kur’an’ın
değerini bilin! (Kâf 50:1)
Bu ayetteki mecîd vasfı Kur’an’ın hedefine
dönüktür, tıpkı resmimizde olduğu gibi. Yani onun muhatabı olan mü’minlere şan
ve şeref katacağına dair bir ima içerir.
Rabbim bizleri görünmek için
olmayı feda edenlerden değil, olmak için görünmeyi feda edenlerden eylesin.
Rabbim bizi batılda şeref arayan
şaşkınlardan değil, Kur’an-ı Mecîd’in inşa etiklerinden eylesin.
|