زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَيَسْخَرُونَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُواْ وَالَّذِينَ اتَّقَواْ فَوْقَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَاللّهُ يَرْزُقُ مَن يَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ

212- (Hakikati) İnkâr edenlere dünya hayatı süslendirildi. (Onlar) inananlarla (bu dünyada) alay ederler. Oysa (ilahi azaptan) korunup, sakınan (o inanalar) kıyamet gününde onlardan (makamca çok) üstündürler. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir. (Bakara:212)



.





EL-MUSTE’ÂN

EL-MUSTE’ÂN

Yardım dilenilen

Yegâne yardım mercii

Eşsiz ve benzersiz yardım kaynağı

 

Muste’ân olan Allah yardım istenilecek tek merciidir. Kur’an’da bu ismin ilk geçtiği ayet, Hz Yusuf’un kardeşleri tarafından ortadan kaldırılması için düzenlenen suikastı anlatmaktadır. İşte o ayet:

 

(Hain kardeşler), üzerinde yalandan bir kan lekesi bulunan gömleğini de getirmiştiler. (Yakup) “Olamaz” dedi, “tasavvurlarınız size tumturaklı bir oyun oynayarak sizi yanıltmış olmalı! Artık  (bana düşen) güzel bir sabırdır ve anlattığınız bütün bu şeyler karşısında kendisinden yardım dilenilecek tek merci (Muste’ân) Allah’tır. Beri yandan, bir kervan geldi ve sucularını suya gönderdi; kovasını kuyuya salmasıyla (gördüğü karşısında) bağırması bir oldu: Â, ne kısmet! Bir oğlan çocuğu bu! Onu ticari bir mal olarak satmak üzere yanlarında gizlediler; oysaki Allah ne yapacaklarını çok iyi biliyordu.” (Yusuf 12:18-19)

 

Hz Yusuf’un kardeşleri, babalarının, düzüp koştukları bu hikâyeye, Allah’ın takdiri olarak kabul edip inanmasını bekliyorlardı. Kardeşler hazırladıkları tuzağa sadece Yusuf’u değil, babaları Hz. Yakup’u da düşürmek istediler. Bu tuzak olan biteni kaderle açıklama tuzağıydı. Onların istediği Hz Yakup’un, Yusuf’u kurdun yediği hikâyesine inanmasıydı. Böylece suçlu aramayıp, olayı doğrudan kaderin sırtına yıkıp, kendileri kolay yoldan yakayı sıyırmış olacaklardı. Fakat olmadı. Kurdukları tuzağa Hz. Yakup düşmedi. Onların yamuk tasavvurlarının kendilerine oynadığı bu oyuna gelmedi. Onun içindir ki Hz. Yakup; “Vasfettiğiniz şeye karşı yardım dilenilecek tek merci Allah’tır” diyordu.

 

Yegâne yardım mercii el-Muste’ân olan Allah’tan yardım dileyen Hz. Yakub’un duasına Allah; Mısır’a güneyden mal götüren ticaret kervanını vesilesiyle icabet etmiştir. Yusuf’u kuyudan çıkarmış ve Mısır’a uzanan ilahi senaryoda ona eşi ve benzeri olmayan yardımlarda bulunmuştur. Sonuç olarak yardım edenin gerçekte sadece Allah olduğunu bilenler, sadece Allah’tan yardım isterler. Duanın kıblesini Allah’tan başkasına çevirmek, sahte ilahlara kulluk etmek demektir.

Ya Muste’ân, Ya Allah!

Bizi Senden başkasına muhtaç edip el açtırma!

Bizleri sabır ve sâlatla yardımı hak edenlerden kıl!

Bizleri iyilik ve takvada yardımlaşanlardan eyle!

 
Eklenme Tarihi : 01.06.2013 00:41:24
Okunma Sayısı : 6348