EL-MUTEKEBBİR
Büyüklük gösteren
Büyüklüğünü sergileyen
Büyüklüğün hakkını veren manalarına gelir.
“O, kendisinden başka ilâh olmayan Allah’tır: Melik, Kuddûs, Selâm, Mü'min, Müheymin, Azîz, Cebbar, Mütekebbir’dir. Eşsiz yüce olan O, onların şirk koştukları her şeyin ötesindedir, aşkındır.(Haşr 59:23)
Kibir: önde gitmek elebaşçılık yapmaktır büyüklük taslamakta oradan gelir. Kibir insana isnat edilince yergi Allah’a isnat edilince övgüdür. Bunun sebebi; büyüklüğün her türünün hakkını veren ve içini dolduran sadece el-Mutekebbir olan Allah olmasıdır. İnsan küçüktür, büyüklüğün hakkını veremez, buna rağmen büyüklenirse yalan söylemiş olur.
“Göklerde ve yerde erişilmez büyüklük (kibriyâu) O’na mahsustur: zira O Aziz’dir Hâkim’dir.”(Câsiye 45:37)
Rahman olan Allah’ın kendine böyle bir isim koyması insandaki kibri törpülemek içindir. Zira kibir insanın gelişimini engeller ve onu manen öldürür.
“Onlara denilecek ki: içinde yerleşip kalmak üzere cehennemin kapısından girin! Sahi küstahça büyüklük taslayanlar için ne berbat bir meskendir orası!” (Zûmer 39:72)
Allah kibirliyi cehenneme atar. “Kendisine ne zaman “Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol!” dense, kibir ve gururu onu günaha sürükler. İşte böylesine cehennem yeter, ne kötü konaktır orası!” (Bakara 2:206)
Âdem karşısında iblisi, kibri şeytanlaştırmıştır. El-Mutekebbir’e imanın edebi tevazudur. El-Mutekebbir ismini öğrenen ve hayatına tatbik eden insanda tevazu görülür. Tevazu bilmekle ilgilidir. Zira boş başak dik, dolu başak eğik durur. Allah’ı bilen kendini bilir kendini bilen haddini bilir… |