فَإِن زَلَلْتُمْ مِّن بَعْدِ مَا جَاءتْكُمُ الْبَيِّنَاتُ فَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

209- Hakikatin apaçık belgeleri size geldikten sonra şayet siz yine (Haktan) kayarsanız biliniz ki hiç şüphesiz Allah her şeye gücü yeten, hükmünde tam isabet edendir. (Bakara:209)



.





EL-VEHHÂB

EL-VEHHÂB

Karşılıksız veren

Bağışta eşsiz ve benzersiz olan

Kendisinden bedelsiz istenilen

 

Hibe, dilimizde bağış ile karşılanır. Kişinin kendisine ait bir şeyi, başkasına “karşılıksız vermesi” anlamına gelir. İkram etmek her kişi işi hibe etmek er kişi işidir.İnsana sahip olduğu her şeyi O vermiştir. Paha biçilmez maddi ve manevi organlarla donatmıştır.

Vehhâb ismi, fiil olarak aynı kökten karşılığı olan isimlerden biridir. Üstelik Kur’an’da Vehhâb ismi 3 kez geldiği halde, bu kökten gelen fiil saysı 22’dir. Bu fiillerin ortak bir bağlamı ve konusu vardır: Aile. Bu çarpıcı sonucun karşılığı olarak resmimizde, aile figürüne vurgu yaptık. El-Vehhâb olan Rabbimizin bize verdiği bu hibeleri de hediye kutusu şeklinde çizdik. Kur’an’da Aileye müteallik bu örneklerin çoğunda, Allah’a: “hibe et”  diye canı gönülden yalvaran peygamberleri veya ailelerini görüyoruz. Örneğin: Hz İbrahim’e İsmail’in, Hanne’ye Meryem’in ve Davud’da Süleyman’ın verilmesi ilahi hibeye nail olduklarını göstermektedir. Bu örnekler üzerinden Kur’an, ideal ailenin oluşumunda insanın çok özel bir gayret ve himmet sergilemesinin önemini vurguluyor. Bununla birlikte beşeri çabanın tek başına yetmeyeceğine, ilahi inayet ve bağış istemenin gereğine de dikkat çekiliyor.

Resmimize bakarken Hz. Meryem’e hibe edilen Hz.İsa’yı (19.19). Hz. Zekeriyya verilen Hz Yahya’yı(21:90;3-38;19:5) ve bizlere hibe edilen ailemizi ve çocuklarımızı düşünelim. Şu ayette olduğu gibi

 

“…dilediğine kız çocukları bağışlar dilediğine de erkek çocukları bağışlar;” (Şura 42:49)

 

 ve aşağıdaki dualar ile bitirelim.

 

“Rabbimiz! Bize göz aydınlığı olacak eşler ve nesiller ver (hibe et) ve bizi muttakilere önder eyle”(Furkân:40)

 

“Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi saptırtma! Ve bize katından bir rahmet bahşet! Çünkü yalnızca Sen, karşılıksız veren bir Vehhâb’sın!” (Âl-i İmran 3:8)  

 
Eklenme Tarihi : 01.06.2013 01:32:06
Okunma Sayısı : 8192