EL-‘AFUV
Affı eşsiz, benzersiz
Sınırsız olan
affedici
“İşte bunları da Allah’ın af
etmesi umulur; zira Allah, ‘Afuv (çok affedici)dir, Gafûr (çok
bağışlayıcı)dır.” (Nisâ 4:99)
Af ve bağışlamak arasında fark
vardır. Afta cezadan vazgeçip uyarıya muhatap olmaktır. Bağışlamada hem ceza
hem uyarıdan vazgeçmektir. Afta cezadan uzaklaşmak bağışlamada ödüle
yaklaştırmak vardır. Af Kur’an’da hem Allah’a hem de kullara isnat edilir.
Her iyi şeyin bir yan tesiri, yan
etkisi vardır. Günah; iradenin yan etkisidir. ‘Afuv ismine sahip olan Allah şu
dört sebepten dolayı günahı teşvik etmez;
1-
Zatını el-‘Afuv diye bize tanıtan Allah, kullarını en
iyi tanıyan bilendir, yani yaratan yarattığını iyi bilir.
2-
Sadece el-‘Afuv
ve el-Kerim gibi cemal sıfatları yoktur. Aynı zamanda el-Kahhar ve el-Muntekim
gibi celal sıfatları da vardır.
3-
Af cezadan evladır insan fıtratı affa yani şefkate
yakındır. Sen günah işle nede olsa affeden bir Allah var anlamına gelmiyor.
Şefkatle insanı günahlardan uzaklaştırma anlamına geliyor. Zira insan üzerinde
terbiye edicilik açısından şefkat tehditten daha tesirlidir.
4-
Allah sadece affedip işi orada bırakmamaktadır.
Mağfiret, cennet ve ilahi rıza gibi üst mertebeler vaat etmektedir. Bunlara
ulaşmak isteyen insan günahların affından sonra bir daha o günaha yaklaşmak
istemeyecektir.
Resimde Hz. Yunus’un hayatından
örnek vermemizin sebebi muhataba şu mesajı düşündürmek içindir; Allah’ın affına
peygamberler bile bu kadar muhtaç iken bizler el-‘Afuv olan Allah’ın affı için ne kadar çaba gösteriyoruz?
“Şüphe yok ki Yunus da
elçilerdendi. Hani o kaçak bir köle gibi ağzına kadar dolu bir gemiye kaçmıştı.
Derken kur’a çekilip hayatı kayıp (denize atılmıştı). Derken
o derin bir pişmanlıkla kıvranırken iri balık tarafından yakalandı. Fakat o
eğer Rabbinin yüceliğini sürekli hatırda tutan biri olmasaydı, yeniden diriliş
gününe kadar onun karnında kalacaktı. Sonunda Biz onu bitkin bir halde ıssız ve
çorak bir kıyıya çıkarttık ve onun başucunda bodur ve bol hevenkli bir bitki
yeşerttik.” (Sâffât 37:139-146)
Hz. Yunus’un Allah’ın el-‘Afuv ismine muhatap olarak yüz bin
nüfuslu bir topluma tekrar elçi olarak gönderilmesindeki sır; onun günahından
pişman olup af dilemesidir. Tıpkı Hz. Âdem babamız gibi günahında ısrar
etmemiştir.
“Ey hadlerini aşıp kendilerini
israf eden kullarım! Allah’ın rahmetinden asla ümit kesmeyiniz! Allah bütün
günahları affedendir: Çünkü O, evet O’dur mutlak bağışlayıcı, sonsuz rahmet
kaynağı!”(Zümer 39:53)
Rabbim bizleri günahlarında ısrar
etmeyip affa muhatap olan kullarından etsin.
|