فَإِن زَلَلْتُمْ مِّن بَعْدِ مَا جَاءتْكُمُ الْبَيِّنَاتُ فَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ

209- Hakikatin apaçık belgeleri size geldikten sonra şayet siz yine (Haktan) kayarsanız biliniz ki hiç şüphesiz Allah her şeye gücü yeten, hükmünde tam isabet edendir. (Bakara:209)



.





EL-‘ALÎ

EL-‘ALÎ

Her şeyden yüce ulu

En çok ululanan, yüceltilen zat.

 

“Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi onundur; O ‘Alî’dir, Azîm’dir.” (Şûrâ 42:4)

 

Bunun böyle olması (doğaldır); zira mutlak hakikat Allah’ın ta kendisindir ve onların O’nun dışında yalvarıp yakardıklarıysa batılın ta kendisidir: ve şüphe yok ki Allah, ‘Alî’dir, Kebîr’dir.”(Hac 22:62)

 

Yine (bilmez misin) ki Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır? İşte bu yüzdendir ki Allah mutlak hakikatin ta kendisidir ve onların O’nun dışında yalvarıp yakardığı her şey bütünüyle batıldır: evet o Allah ki ‘Alî’dir, Kebîr’dir.” (Lokman 31:29-30)

 

Allah kendine ‘Alî dedikten sonra birde Kebîr (sonsuz büyük) der ve siz onu uzakta sanmayın, o her şeyi kaplayan bir Kebîr’dir uyarısını yapar. Yukarıdaki ayetlere dikkat edildiğinde el-‘Alî olan Allah’a kul olmanın ne büyük bir yücelik olduğunu, Allah’tan başkalarına kulluk yapmanın insanı alçaltacağını anlatılıyor.

 

‘Alî ismine iman ile tevhit akidesi arasında doğrudan bir bağ vardır. Allah ulular ulusu, yüceler yücesidir. Kişi Allah’ın yüceliğini düşündüğünde “biz kim o makama derdimizi ulaştırmak kim” gibi bir akli yanılgıya düşebilir. Şu ayette olduğu gibi:

 

“O’ndan başkasını sığınacak otorite edinenler, “Biz bunlara sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz” (derler). (Zümer 39:3)

 

 Mesele Allah’ın en yüce olduğu değil, O’nun ulaşılmaz ve uzakta olduğu yanılgısıdır. Bu hata kişiyi Allah’a yaklaştıracak aracılar (Allah’ın astları) edinmesine sebep olmaktadır. “Peki, hiç düşündünüz mü Lat, Uzza ve sonuncusu, hani şu üçüncüleri olan Menat’ı.”(Necm 53:19-20). Rabbim bunları düşünmemizi istiyor. Bu putlarla kişi, eşyayı kendi hakikati dışında kullanmaktadır. Bu durum hem eşyaya hem de onu yaratana haksızlıktır, insanın kendisine yaptığı en büyük zulüm ve kötülüktür.

 

Gelelim Resmimize: Allah en sevdiğimiz olması gerekirken insanların neleri en fazla sevdiğini nelere aşırı önem verdiğini, günümüzün üç putuna dönüştürülen objelerle anlattık. Bununla çoğaltma tutkusunun en ağır bastığı para, kudret ve güç tutkusunu anlatan makam koltuğu, üçüncüsünü ise şehvet, zevk ve eğlence putunu simgeleyen içki şişesi ile gösterdik. Bunları elde etmek uğruna insanların her şeyi yapacağı günümüzde, şahsiyetini ve kişiliğini kaybetmiş, bunlar karşısında özneliğini yitirerek nesneleşen insanı bir kuklaya benzettik.

 

Resimde ayrıca; insanların el-‘Alî lafzına sırt döndüklerinden dolayı kendilerinden uzaklaştıklarını ve insanlıklarını kaybederek kuklalaştıklarını, boyunlarına taktıkları tasma ile bu objeler karşısında köleleşerek, sarp bir yokuşta sürüldüklerini anlatmaya çalıştık. Allah yaptığımız her şeyden haberdardır. Herkes kendi iç âleminde neyi yücelttiğini neyi aşırı sevdiğini düşünmelidir.

 

Rabbimiz! Sen yüceler yücesisin fakat uzak değilsin. Sen benimle iken bizi başka şeylerle eyleme ya Rab…

الْعَلِيُّ

Lüğavi çerçeve;

El-Aliyy ismi العلو kökünden türemiş bir isimdir. El-Aliyy ismi şerifi Esma-ül Hüsna listesinde yer alan ve bu kökten türeyen dört esmadan biridir. Aynı kökten birden fazla esmanın müştak olması, muhatabın dikkatini cepletmek içindir. Bu kökten türeyen dört Esma; الْعَلِيُّ  (El-Aliyy),  الْأَعْلَى (El-A’la),تَعَالَى  (Teâlâ)الْمُتَعَال, (El-Müte’al) isimleridir. Aliyy; süfli’nin zıttıdır. Aliyy; Ulvi ve yücelik demek iken, süfli; Alçak ve değersiz demektir. İsim olarak kullanıldığında El-Aliyy; Mutlak yüce, yücelikte eşsiz ve benzersiz, yüceliğinin eşi, benzeri ve dengi olmayan, özünde yücelik sahibi olandır. Beşerî tasavvurun tahayyül edemeyeceği, her şeyin ötesinde bir yüceliğe sahip olandır. El-Aliyy ismi aynı zamanda diğer esmalarla beraber her daim zikredilebilen bir isimdir. Yani Allah; kudretinde, ilminde, hükmünde, iradesinde ve hakeza, Rahmetinde ulvi olandır, Ğaffardır, bağışlaması ulvi olandır, habirdir, haberleri ulvi olandır. Her yüce; yücelmek için bir şeye muhtaç iken, El-Aliyy olan Allah; yüce oluşunda hiçbir şeye muhtaç olmayandır. Özünde yüce olan ve tüm yüceliklerin kaynağı olan demektir. Yücelmek isteyen her insan sebepler dünyasına muhtaç iken Allah ise El-Aliyy oluşu ile hiçbir şeye muhtaç olmaksızın ve hiçbir şeye dayanmaksızın yüce olandır. Yücelmek isteyen her kişi El-Aliyy olan Allah’a dayanmalı ki, yücelebilsin. El-Aliyy ismi mubalağalı ismi faildir. Manası; yücelikte sınırsız olan, tüm yücelenlerin yücelme kaynağı. El-Aliyy ismi fail olduğu gibi ismi mef’ul manasını da taşımaktadır. Meful olarak düşündüğümüz de manası; Her daim, Eşsiz ve benzersiz yüceltilen, en çok gündemde olan demektir. Aliyy ismi ile diğer benzer isimler arasında farklar bulunmaktadır.

El-Aliyy ismi ile El-Kebir ismi arasındaki fark; Aliyy ismi manada yüceliği ifade ettiği için insanın zihin dünyası soyut âlemde yetersiz ve eksik kalır.

El-Aliyy ismi ile El-Azim arasındaki fark; El-Aliyy mutlak yüce, El-Azim; azamet sahibi. Mutlak yüce olanın azamet sahibi olmasından daha doğal ne olabilir ki? Her üstünlükte azamet yoktur. Allah’ın üstünlüğü, sadece güç ve kuvvet zoruyla elde edilmiş bir üstünlük değil, muhataba saygı ve tazim kazandıran muazzam ve haşmetli bir üstünlüktür.

Nazari Çerçeve;

Koca kozmik kâinatın eşsiz ve benzersiz bir tasarım ile varlığını sürdürmesi Allah’ın O nasıl yüce bir yaratıcı olduğunu bize göstermektedir. Atomun elektronları; nötron ve protonları kendi içinde cazibeye kapılmış, kusursuz bir uyumla Ya Aliyy, Ya Aliyy diye haykırmaktadır.  Bununla bize verilmek istenen mesaj şudur; Ey insanoğlu! Kâinat Allah’ın imzasıdır. İnsana düşen bu imzayı görebilmek ve okuyabilmektir. Gör ki? Allah’ın nasıl eşsiz ve benzersiz bir yüceliğe sahip olduğumu anla. Anla ki, aczi yetini idrak edebilesin ve yeryüzünde küstahça böbürlenerek yürümeyesin. Hiçbir kul, El-Aliyy olamaz, fakat kullar içerisinden El-Aliyy ismine mazhar olan Ali’ler çıkabilir. Bize düşen bu manada bir Ali olabilmektir. Tam bu noktada geçmişte yaşamış bir Ali’nin yani İmam Ali’nin sözünü hatırlamak gerekir;

يَا ربّي كفاني فخرًا أنْ تكون لي ربًا و كفاني عِزًا أنْ أكونَ لك عبدًا

“ Ya Rabbi bana övünç olarak senin bana Rab oluşun yeter ve bana izzet olarak da benim sana kul oluşum yeter.”

 

                  Bir kul ne kadar El-Aliyy olan Allah’ın yüceliğini anar ve idrak eder ve O’nu anarsa o kul, o kadar yücelir. İnsanoğlu bu hakikatten ne kadar yoksun kalırsa o kadar alçalır ve esfele doğru yol alır. Allah’ın yücelmeye ihtiyacı yoktur. Hiç kimse Allah’ı yüceltmekle O’na yücelik veremez. Aksine insanoğlunun yücelmeye ihtiyacı vardır. Tüm canlı ve cansız varlıklar secdeye kapansalar ve bir lahza secdeden kalmasalar zerre kadar Allah’a yücelik kazandıramazlar. Tüm canlı ve cansız varlıklar secdeden yüz çevirip isyan etseler yine zerre kadar Allah’ın yüceliğine zarar veremezler. Çünkü O zatı itibarı ile her daim yüce olandır. Yüceliği ise hiçbir şeye dayanmayandır. O’nun dışındaki tüm yücelikler yüceliğini O’ndan alır. Ve O’na muhtaçtır. Varlık içerisinde yücelmek isteyen insanoğlu şunu bilmesi gerekir. Yüceliğin kaynağı Allah’tır. Yüceliğini Allah’tan almayan tüm yücelikler, yücelik değil sefilliktir ve esfeliyyettir. Tek Yücellik kaynağı var, O da Allah’tır. Bize düşen bu yüceliği yakalamanın peşinde koşmaktır. Yüceliği makamda, malda, cesarette, heva ve heveste arayanlar bilsinler ki; Bu aradıkları şey yücelik değil esfeliyyettir. Makama da, paraya da, cesarete de yücelik kazandıracak olan tek şey; tüm bunların El-Aliyy olan Allah dayandırılmasıdır. Yani paranız var ama paranızı sizi, yüceler yücesi El-Aliyy olan Allah’ın katında yücelmenize vesile olmamış ise, hakeza makamınız, cesaretiniz ve bizatihi kendi varlığınız sizi, El-Aliyy olan Allah’ın katında yücelmenize sebep olmamış ise bunların tamamı sizi esfesafilene götürür ve sizi vezir değil, rezil eder. Rezil olmamak için Ya Aliyy Ya Allah deyip, yüceliği El-Aliyy olan Allah’ta aramak gerekir. Allahtan alınmayan bir yücelik yücelik değil, müstekbirliktir ve kibirdir.

Kur’an-i Çerçeve;

Kur’an-ı Kerimde Aliyy ismi 8 defa kullanılmış olup, beş yerde Kebir, iki yerde azim, bir herde ise Hâkim ismi ile beraber kullanılmıştır.

وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَلَا يَؤُدُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِىُّ الْعَظيمُ

2.255 - O'nun sonsuz kudreti ve egemenliği gökleri ve yeri kaplar ve onların korunup desteklenmesi O'na ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca O'dur.

42.51*************وَمَا كَانَ لِبَشَرٍ اَنْ يُكَلِّمَهُ اللّٰهُ اِلَّا وَحْيًا اَوْ مِنْ وَرَائِ حِجَابٍ اَوْ يُرْسِلَ رَسُولًا فَيُوحِىَ بِاِذْنِه مَا يَشَاءُ اِنَّهُ عَلِىٌّ حَكيمٌ

42.51 - Allah, insanla, ancak apansız gelen bir ilham aracılığıyla yahut bir perde arkasından (seslenerek) yahut (vahyedilmesini) dilediği şeyi kendi izniyle vahyeden bir elçi göndermek suretiyle konuşur. O, şüphesiz yücedir, hikmet Sahibidir.

40.12*************ذٰلِكُمْ بِاَنَّهُ اِذَا دُعِىَ اللّٰهُ وَحْدَهُ كَفَرْتُمْ وَاِنْ يُشْرَكْ بِه تُؤْمِنُوا فَالْحُكْمُ لِلّٰهِ الْعَلِىِّ الْكَبيرِ

40.12 - (Ve onlara şöyle denilecektir:) "Bu (başınıza geldi), çünkü Tek Allah'a her çağrıldığınızda bu hakikati inkâr ettiniz; ama O'na ortak koşulunca (hemen) inandınız! Artık hüküm, Büyük ve Yüce Allah'ındır!"

 
Eklenme Tarihi : 31.05.2013 15:23:00
Okunma Sayısı : 9219