زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَيَسْخَرُونَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُواْ وَالَّذِينَ اتَّقَواْ فَوْقَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَاللّهُ يَرْزُقُ مَن يَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ

212- (Hakikati) İnkâr edenlere dünya hayatı süslendirildi. (Onlar) inananlarla (bu dünyada) alay ederler. Oysa (ilahi azaptan) korunup, sakınan (o inanalar) kıyamet gününde onlardan (makamca çok) üstündürler. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir. (Bakara:212)



.





EZ-ZÂHÎR

EZ-ZÂHÎR

Aşikâr olan

Varlığı apaçık olan

Kendisini varlıkla ifşa eden

 

“el-Evvel ve el-Âhîr’dir; ez-Zâhîr ve el-Batîn’dır; ve O her şeyi en iyi bilendir.” (Hadîd:3)

 

Z-h-r kökünden gelen zuhur: Açığa çıkmak, görünmek, meydana gelmek anlamlarına gelir.

O esmasıyla ez-Zâhîr, Zatıyla el-Batîn’dır. Yüce Allah aynı açıdan hem Zâhîr hem Batîn olmaz. Farklı açılardan Zâhîr ve Batîn’dır. Fiilleri ile Zâhîr’dir. Zatıyla el-Batîn’dır. Zatıyla gizlinin de gizlisi, fiilleri ile eylemleriyle görünenin de görünenidir. Şu kâinat Allah’ın Zâhîr isminin tecellisidir. Bu isim olmasaydı madde özgül ağırlığına sahip olup karşımıza çıkamazdı. Onun için görünen her varlıkta, Zâhîr isminin tecellisi vardır. Failsiz fiil, sanatkârsız sanat olmadığı gibi şu muhteşem sanat eseri olan kâinat da kendini yaratanı işaret etmektedir. Eğer Allah Zatı ile görünseydi; buna ne insan dayanabilirdi (Zuhurunun şiddetinden dolayı), ne de; gayba imanın, imtihanın, ödül ve cezanın bir önemi kalırdı. Ayrıca görünenin, ışığa maruz, sınırlı, maddi bir nesne olması gerekir, oda kesinlikle sonsuz büyük olan Allah olamaz zaten. O nedenle Allah hayal dahi edilemez. Zira hayaller de gördüğümüz objelerin birer ürünüdür.

 

Özetle: Ne ki aklına geliyor o Allah değildir. Allah, her yarattığı şeye bir görünen yüz (zâhîr) bir de görünmeyen taraf (batîn) takdir edendir. Dünya-ahiret, beden-ruh beyin-akıl vb. İnsanda akıl vardır ancak onu göremiyoruz. Kişinin yaptığı davranış ve sözlerinden akıllı olup olmadığını anlıyoruz. Bedeni görüyoruz ruhu göremiyoruz, hastalığı görüyoruz ancak bir alet olmadan buna sebep olan mikroorganizmaları göremiyoruz. İman görünmez, ancak o imanın varlığı harekete geçirdiği mü’min üzerinden görünür. İslam zâhir’dir, iman batîn’dır. Ayetlerin lafzı zâhîr’i, maksadı batîn’ı temsil eder, mana ise bu ikisi arasındaki köprüdür. Muhkem zâhîr, müteşâih batîn’dır. Müteşâih’i anlamak için muhkemi bilmek zorunludur. İnsan idrakinin ez-Zâhîr’i anlaması için el-Batîn, el-Batîn’ı anlaması için ez-Zâhîr’in varlığı zorunludur.

 

 
Eklenme Tarihi : 31.05.2013 14:09:25
Okunma Sayısı : 7523