ZU’L-CELÂLİ VE’L-İKRÂM
Celal
ve ikram sahibi
Azamet
ve cömertlik sahibi
El-Celal: Mutlak azamet ve büyüklük demektir.
El-İkram: Kerim olanın eylemidir cömertliğin göstergesidir.
“(Dünyadaki) her şuurlu varlık
fanidir; baki kalacak olan Celal ve İkram Sahibi Rabbinin zatıdır: O halde
Rabbinizin hangi nimetini inkâr edebilirsiniz?” (Rahman 55:26-28)
“Celal ve İkram Sahibi’nin ismi
ne mübarektir.”
(Rahman 55:78)
Çift kanatlı olan bu ismin
tecellisi de çift kanatlıdır. Kanadın biri el-Celal’e bakar, diğeri el-İkram’a bakar. Tecellinin el-Celale bakan kısmında ilahi azamet,
haşmet, kudret ve kahır vardır. Buna en çarpıcı örnek Hz. Musa’nın Rabbini
görme isteği üzerine Allah’ın dağa tecellisidir (7.143) . Bu tecelli tam bir
celal tecellisidir. Bu tecelli sonucu dağ nerdeyse toz duman oluyordu. Amaç
Musa’ya Allah’ın görülemeyeceğini bilfiil göstermektir. İkram kısmı ise Hz. Musa’nın
bu olayı bir bayılma ile atlatması ve Rabbinin dünya gözüyle görülemeyeceğini
anlamasıdır.
Gelelim resmimize; burada
Rabbinden uzak bir hayat geçirmiş bir beşerin yaptığı kötülükler sonucu hapse
düşmesini resmettik. İlk bakışta Rabbimizin el-Celal ismi ile tecellisi ve hücre hayatı, kahır verici azap
veren tutsak bir hayat gibi duruyor. Ancak kul doğru bir bakış açısıyla başına
gelenlerin sebebinin kendi yaptıkları olduğunu anlar tövbe ederek Rabbine
yönelirse ikrama mazhar olur. Hücrededir ancak tek değildir, Rabbini bulmuştur,
buda en büyük ikramdır. Önemli olan ilk etapta karanlık gibi duran Celalin içindeki aydınlığı bulup ikrama kavuşmaktır.
Müminler için dünya hayatı Celal’dir. İkramların en büyüğü cennettedir.
“İşte onlar cennetler de ilahi (sınırsız)
ikrama mazhar olanlardır” (Me’aric
70:35).
|